Geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin en yaşlı kadını olarak bilinen Hatice Nine, 131 yaşında hayatını kaybetti. 1880 yılında doğan Hatice Nine, uzun ve dolu dolu bir yaşam sürdü. Uzun yıllar boyunca ailesine ve çevresine ilham veren Hatice Nine, yaşadığı her anıyla, adeta bir tarih dersi vermişti. Şimdi, onun hayatından çıkardığımız dersler ve yaşama dair sırlarıyla dolu bu yazıda, Hatice Nine'nin yaşamına ve onun geride bıraktığı mirasa odaklanıyoruz.
Hatice Nine, yaşamı boyunca sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile dikkat çekti. Yerel halk arasında sıkça konuşulan, ‘Yemeklerin tadı, tazeliği ve doğallığı’ prensiplerini benimsediği biliniyor. Organik ve yerel gıdalarla beslenen Hatice Nine, günde en az iki litre su içtiğini ifade ediyordu. Ayrıca, ev yapımı turşusu, zeytinyağı ve sebzeler onun vazgeçilmezlerindendi. Hatice Nine’nin sağlık sırrı olarak gösterilen bir diğer önemli faktör ise sosyal ilişkileriydi. Uzun yıllar boyunca ailesiyle ve komşularıyla olan sıcak ilişkileri, onun ruh sağlığını dengede tutmasına yardımcı oldu. Ailesinin büyük bir kısmı ona karşı büyük bir sevgi ve saygı göstererek, onun hayatının son dönemlerinde çevresinde olmaya özen gösterdi.
Hatice Nine’nin hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaştığı biliniyor; ancak o, her zaman umut dolu bir bakış açısı sürdürmeyi başardı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde dünyaya gelen Hatice Nine, gençliğinde yaşadığı savaşlar, kıtlıklar ve sosyal değişimlere rağmen, olumlu bir perspektif geliştirdi. “Her zorluk, yeni bir fırsattır” sözü, onun yaşam felsefesi haline gelmişti. Hatice Nine’nin yaşamında önemli bir yer tutan kültürel değerler ve gelenekler, onun nesiller boyunca aktardığı en kıymetli miraslardan biri oldu.
Ailesi ve dostları, Hatice Nine'nin dilinden hiç düşmeyen masalları ve atasözlerini hatırlatıyor. Özellikle, “Yaşamak ve sevmek, her şeyin ötesinde” sözü, onun yaşamı boyunca benimsediği bir anlayış haline gelmişti. Hatice Nine’nin, her türlü olumsuzluğa karşı gösterdiği azim ve kararlılık, ona toplumun en saygı duyulan bireylerinden biri olma yolda önemli bir avantaj sağladı. Bu bağlamda, yaşlılık döneminde bile aktif bir yaşam sürdürmenin, bireyin ruh halini ve genel sağlığını nasıl olumlu yönde etkilediğini gözler önüne seriyor.
Böylesine uzun bir yaşamın ardından Hatice Nine, ailesine, arkadaşlarına ve tüm sevenlerine öyle bir miras bıraktı ki, bu miras onları her zaman birlikte tutacak. Onun hayatı, sadece yaşadığı dönemin şartlarını değil, aynı zamanda gelenek ve göreneklerin, sevgi ve dayanışmanın önemini de hatırlatıyor. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar, Hatice Nine’yi anmak ve onun yaşamına dair hikayelerini paylaşmak için bir araya geldi. “Hatice Nine, bizlere sevginin ve ailenin önemini gösterdi. Onun hikayesi, uzun bir yaşamın ötesinde, umut dolu bir yaşamın da örneğidir” diyenler, onun kalbinde bıraktığı izleri anlatmaya devam ediyor.
Hatice Nine’nin ölümü, sadece bir kişiyi kaybetmek anlamına gelmiyor. Aksine, bir kültürün, bir yaşanmışlığın ve nesillerin birikiminin son bulduğunu ifade ediyor. Türkiye’nin yaşlılarına saygı gösterilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan Hatice Nine, yaşamını tam anlamıyla dolu dolu yaşayan, sevgi dolu bir kalp olarak her zaman hatırlanacak. Kendisinin anısını yaşatmak, geleceğe umut taşımak ve geleneklerimizi unutmamak bizlere düşen bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor.
Hatice Nine’nin hayatı, herkese ışık tutan bir örnek oldu. Uzun yaşamı boyunca karşılaştığı zorlukların üstesinden gelme azmi, sağlıklı yaşamanın sırları ve topluma katkıları ile Hatice Nine, bize unutulmaz bir yaşam dersi verdi. Geriye bıraktığı mirası yaşatmanın, onun anısını daima taze tutmanın yolu; sevgi, saygı ve dayanışma ile dolu bir toplum inşa etmekten geçiyor. Bu hatıra ile, onun paylaştığı değerleri yaşatmak ve geleceğe taşımak bizlerin en önemli görevi olacaq.