İstanbul'un Bağcılar ilçesinde meydana gelen son depremin ardından yaşanan panik, bir gencin hayatında büyük bir trajediye yol açtı. 14 yaşındaki A.E., geçtiğimiz günlerde yaşanan 5.1 büyüklüğündeki depremin korkusuyla panikleyerek evinden dışarı çıkarak güvenli bir alan aramak üzere sokaklara indi. Ancak ne yazık ki, bu karar onun hayatını tehlikeye atan bir olaya dönüştü. A.E., sokağın hemen köşesinde aniden bir maganda kurşunuyla vuruldu. Bu olay, aile bireyleri başta olmak üzere çevresindeki herkesi derinden sarstı. Şu anda hastanede yaşam savaşı veren genç çocuğun durumu, sağlık ekipleri tarafından titizlikle takip ediliyor.
Olay, Bağcılar'da bulunan bir parkın yakınında gerçekleşti. 14 yaşındaki çocuk, depremin yarattığı panik ve huzursuzluk hissi nedeniyle dışarıda arkadaşlarıyla buluşmuştu. Bu esnada, kimliği belirsiz bir kişi tarafından havaya ateş açılması sonucu A.E. başından vuruldu. Olay yerine gelen ambulans, hemen A.E.'yi hastaneye kaldırdı. Aile, hastaneye ulaştıklarında büyük bir korku ve endişe içindeydi. Doktorlar durumu kritik olarak değerlendirirken, A.E.'nin durumu hakkında sürekli bilgi almak için hastane koridorlarında endişeyle beklediler. Sağlık ekiplerinin çabaları sonucunda A.E.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği ancak cerrahi müdahalelerin sürdüğü bildirildi.
Bu trajik olay, toplumsal tepkiyi de beraberinde getirdi. Mahalle sakinleri, maganda kurşunlarının yarattığı tehlikeye karşı bir araya gelerek bir basın açıklaması düzenlediler. “Artık yeter! Bir gencin vefat etmesini istemiyoruz. Maganda kurşunları yüzünden hayatını kaybeden kaç masum çocuk daha var?” şeklinde yapılan açıklamalar toplumu ve özellikle gençleri ilgilendiren önemli bir sorun üzerinde durdu. İstanbul genelinde yapılan araştırmalara göre, maganda kurşunları nedeniyle yaşanan yaralanmalar ve ölümler son yıllarda arttı. Bu konuda yetkililerin daha etkili ve kapsamlı önlemler alması gerekliliği, vatandaşlar tarafından sıkça dile getiriliyor.
Çocukların güvenli bir şekilde büyümesi ve dışarıda rahatça oynaması için toplumsal alışkanlıkların da değişmesi gerektiğini savunan aileler, bu olayı unutmamak ve iktidardan somut önlemler talep etmek için kampanyalar düzenlemeyi planlıyor. Ayrıca, okul arkadaşları ve öğretmenleri de A.E.'yi yalnız bırakmayarak, hastane ziyaretleri ile moral vermek için sıraya girdiler. Herkesin aklında tek bir soru var: ‘Bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için ne yapılmalı?’ İşte tüm bu yaşananların ardından, A.E.'nin diğer çocuklara örnek olması ve bir daha asla benzeri bir olayın yaşanmaması için mücadele edilmelidir.
Son olarak, toplumda bir değişim ve dönüşüm yaratacak adımların atılması gerektiği bir kez daha vurgulanmaktadır. Bu olay sadece bir maganda kurşunu yüzünden gerçekleşmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumun her kesimini derinden etkileyen büyük bir sorunun da göstergesi haline geliyor. A.E. ve onun gibi savunmasız gençlerin korunmasını sağlayacak yasaların ivedilikle hayata geçirilmesi, toplumun sağlığı ve geleceği açısından kritik öneme sahip.